Dikkat Çekmek


Dikkat Çekmek

DİKKAT ÇEKMEK

 

Bir milletin edebiyatı olmadan o milletin tarihinin olması mümkün mü?

Uzun zamandır mekteplerde okutulan ders kitaplarında, dönem dönem incelenen edebiyatımızın, 21. Hristiyan asrında temsilcilerinin, gruplarının olup olmadığı sorusu zihnimi meşgul ediyor? Biz Garipçiler, İkinci Yeniciler, Maviciler derken belli bir zümrenin belli bir tarihi aralıktaki varlığını anımsıyoruz.

Birtakım görüşlerde değil ama bir yerlere bağlı olarak bir şey yazıp çizenleri sayacak olursak, evet Türkeli’nde Hristiyanların 21. asrında da edebiyatçılar var. Ahalinin orasından burasından çekiştirerek, gündelik siyasetin lokması haline getiren kurum edebiyatçılarının bir millet tarihinde yer alamayacağı gibi ileride millet kendine silkinip geldiğinde bedduaların, kötü hatırların arasında kalacakları âşikar.

Ben bu yazıma “Dikkat Çekmek” başlığını bile isteye verdim. “Dikkat Çekmek” her ne kadar gündelik hayatta kullanılmış olsa da bu deyimin asıl sahibi asker erbabıdır. Askerliğini yapmış her Türk “Dikkat Çekmek” sözünü işittiğinde karşı konulamaz bir eylemin içinde yer alınacağını bilir. Askerde “Dikkat!” diye uzatılmış bir emir sözü işiten her kim varsa zihnindeki her şeyi veya elindeki işi bırakıp dikkat çekilen yere odaklanmak zorundadır. Odaklanmayan ya da odaklanma mecburiyeti hissetmeyip pişkinlik yapan kimseler büyük bir disiplinsizlik içindedir. Bu disiplinsizlik ya giderilecek ya da o kişi/kişiler ömrünü heba edecektir.

Bir de gereksiz yere “dikkat” çekenler var ki işte onlar da disiplinsizliğin âlâsını yapmış olsalar da ceza almaktan, disiplinsizliğin bedelini ödemekten paçayı kurtarmış kişilerdir. Belediye şayirleri (şair değil) ve konferansçılarını da bu minvalde değerlendirmenin uygun olduğunu düşünüyorum. Onların nereye, ne kadar gereksiz dikkat çektiklerini yeri gelince de söylemekte fayda var.

Bu portalde gereksiz “dikkat” çekilmeyeceğine inancım tam. Ayrıca yazımın başında belirttiğim kafamı meşgul eden sorunun cevabını bu portalde galiba bulabileceğiz. Bu portalde gösterilen yönün yıllardır arandığını düşünmüyorum. Çünkü kutup yıldızı gibi ortada bir yol bu. Kutup yıldızına bakıp yön tayin eden azaldığı veya tamamen kalmadığı gibi gereksiz dikkatlerden arınmak isteyenlerin sayısı da çok değil. Bulmak isteyenlerin bulabileceği bir yön kısaca.

Gündelik politikanın necasetinden ne denli uzakta olurum bilmiyorum. Ancak uygun görülmesi halinde gündelik hayatta karşılaştıklarımızla dikkati nereye çekmeye çalıştıklarını yazmaya çalışacağım. Kimler bunlar? Genelde kimlerden olduklarını bilmiyoruz. Ama onları afişlerde sıkça görüyoruz.

Bu kavgada olmak belki de bu yaşıma kadar içinde bulunduğum en güzel şeylerden.

 

Adil Durmaz

11 Muharrem 1447 (06 Temmuz 2025)

Yorumlar:

Yorum Yazabilirsiniz.

Mail adresiniz gizli kalacaktır. Lütfen bütün alanları doldurun. *


Benzer Bloglar