- Salim Taha ÇIRKIN
- 11.07.2025
Yükleniyor
Türk Ankara başlıklı giriş yazımda Ankara'daki Hitit Güneşi fetişizminden bahsetmiştim. O yazıyı yazarken Hitit Güneşi hakkında hiçbir araştırma yapmış değildim. Yalnızca bu fetişizm dikkatimi çekmişti ve Türk Ankara'ya ters bir durum olduğunu fark etmiştim. Kısa bir araştırmayla -makale yazmıyorum sonuçta- daha önceden bildiğim birkaç teoriyi ve gerçeği hatırladım böylece aklımda terslik netleşti.
Hitit Güneş Kursu'ymuş orijinal ismi. Daha çok Hitit Güneşi olarak anılıyor. Başta Hattiler tarafından kullanıldığı sonrasında da Hititler'in kullandığı gibi bilgiler var ancak bizi hiç ilgilendiren bir konu değil bu. 1935'te yapılan arkeolojik kazılar esnasında bulunmasından önce bir Allah'ın kulunun haberdar olmadığı bu sembol hemen benimseniveriyor ne hikmetse. Türk Tarih Tezi ve Güneş Dil Teorisi dolayısıyla Hititler -o dönemde kullanılan adıyla Etiler- oldukça revaçtaymış. Bu tezlerin detaylarına girmeme gerek yok. Hititler, Sümerler ve Yunanlıların Orta Asya'dan yayıldığını ve Türklerle aralarında dil, kültür ve tarih bakımından akrabalıklar olduğunu iddia ediyor mevzubahis tezler. Mesela aynı dönemde kurulan bankalardan ikisine Etibank ve Sümerbank isimleri verilmiş. Asıl amacın Türklüğü İslâm harici her şeyle bağdaştırarak başka bir Türk gösterme çabası olduğunu görmek pek de zor değil.
Dil Tarih Coğrafya Fakültesi hemen sembolü haline getiriyor Hitit Güneşi'ni. Cumhuriyet'in ilk üniversitesi olan Ankara Üniversitesi kurulunca üniversitenin logosu olan güneş bir bakıma terfi etmiş oluyor. Fakat terfilerin ardı arkası kesilmiyor. 1973'te dönemin Belediye Başkanı Vedat Dalokay tarafından Ankara Belediyesi'nin logosu yapılıyor. (Cemal Süreya'nın aktardığına göre Vedat Dalokay, 555K protestosunda Adnan Menderes'in "Ne istiyorsunuz?" sorusu üzerine Başvekil'in yakasına yapışarak "Hürriyet istiyoruz!" diyen kişiymiş.) Hitit Güneşi Kursu'nun aldığı terfiler yeterli görülmemiş olacak ki 1978 yılında Sıhhiye Meydanı'na da anıt-heykel olarak kondurulmuş. Belediyenin Hitit Güneşi olan logosunu hilal, yıldız, minare, Ankara Kalesi ve Atakule olan bir logoyla değiştiren Belediye Başkanı ise eski logonun Hitit amblemi değil onu andıran bir amblem olduğunu söyleyerek ayranını da dökmemiş oluyor.
Zaman içinde popülerliğini kaybetmişse de Hitit Güneşi en azından hâlâ Ankara Üniversitesi'nin logosu. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın sitesinde bu sembol için Ankara'nın kültürel kimliğini evrensel ölçekte ifade ettiği söylenmiş. Ne demeli? Yetmemiş Ankara'nın medeniyetler merkezi olduğu da belirtilmiş. Yine Türk hariç her şey denmiş yani. Hititler (Etiler) ile Ankara arasında kurulmaya çalışılan suni bağın yerine sahici bir bağdan bahsetsek? Âhilerle Ankara arasındaki bağdan. Ankara'nın Türk varlığına dikkat çekmek için önce üstünün nasıl örtüldüğünü fark etmemiz gerekli. Hitit Güneşi'nin ve benzerlerinin gözümüzü almasına izin vermemek Ankara semalarında Türk Hilali'ni çıplak gözle görmemize belki de yardımcı olur.
Yorumlar:
Yorum Yazabilirsiniz.